Bu yazıyı, üniversite sınavını kazanıp ailesinden uzak diyarlara göç eden koca yürekliler, ailesiyle aynı şehirde olsa da ilk kez kendine ait bir evde yaşayacak cengaverler ve yurttan çıkıp bekar evine taşınacak yürek yemişler için yazdım.
Sevgili arkadaşım, öncelikle tebrikler. Uzun zamandır görmediğin Mahmut Enişten ve Sevgi Halanın da söylediği gibi; “inanılmaz” büyüdün. Reşit olduğun yetmedi, bir yandan okurken bir yandan da yarı zamanlı çalışır duruma geldin. Ya da en azından iş arıyorsun, bu da bir şey!
Artık vakti geldi, senin de kendine ait bir evin olmalı. Peki hayatının bu yeni dönemine hazır mısın? Seni nasıl koşullar bekliyor, fikrin var mı? Hadi gel bir oryantasyon yapalım.
Yapman gerekenleri anlatıyorum, lütfen not al:
1- Anne evindeki o pırıl pırıl, 20 senelik olsa da yepyeni görünen eşyaları unut.
Çünkü herkes bilir ki öğrenci evi spotçudan düzülür. Eşyaların çok fonksiyonlusu ve en iyisi değil fiyat-performans açısından en optimum olanı satın alınır. Bir de sizden önce öğrenci olmuş abla ve abilerin katkısı var tabii, onu da göz ardı edemeyiz. Mesela, o 15 senelik düdüklü tencere neler gördü geçirdi, ah bir dili olsa da konuşsa.
2- Bir öğrenci evi için en önemli ve en kıymetli eşyayı açıklıyorum: Kettle. Evet, hıhı, bir su ısıtıcısı. İlk önce onu satın al.
Likit tüketiminin had safhada olacağı bir döneme giriyorsun ey öğrenci evi kişisi. Sen demleyeceğin zaman yine demle ama o poşet bitki çayları, o sallama çaylar, o kahveler filan hep hazır sıcak su isteyecek. Kendini ev arkadaşına “Kettle’a bassana” diye seslenirken bulacaksın hep. İyi bir Kettle önemli, o işi ihmal etme.
3- Biçimsiz yerlerde uyumaya psikolojik hazırlık yap.
Kira sözleşmesine bakınca ev senin evin gibi duruyor haklısın ama aslında hiçbir öğrenci yalnızca o evde yaşayanlara ait değildir. Evini, odanı, hatta yatağını bölümden arkadaşlarınla, sen eve çıktın diye çok sevinip haftada 3 gece sende kalmayı alışkanlık haline getirecek kuzeninle, ev arkadaşının hiç tanımadığın çocukluk arkadaşıyla filan paylaşmaya hazır ol. TV’nin karşısındaki ikili kanepeye iki büklüm yatıp sabahına 10 cm kısa uyanacağın geceler kapıda…
4- En yakın dostun: Multivitaminler. Şişe şişe al.
İyi bir aşçı değilsen, ebeveynlerin etrafında değilken öğünlerini vakitlice hazırlayıp insani saatlerde yeme alışkanlığını geliştiremezsen ya da “dengeli beslenme” kavramındaki o dengeyi tam olarak anlamadıysan sana kötü bir haberimiz var: Karnın hiçbir zaman doymayacak. Kahvaltıyı unuttuğun, tüm günü öğlen yemeğiyle geçiştirdiğin, sabahın 3’ünde ıslak hamburger yediğin tüm o sağlıksız anlar zinciri için yakınında bir yerde bir vitamin şişesi bulundur.
5- Üşümeyi kafanda bitir.
Aile evin çok sıcaktı. O kadar sıcaktı ki kışın bile yazlık kıyafetlerinle geziyordun. Öğrenci evinse yalnız ve soğuk olacak. Kombiyle aranızda galibinin daima o olduğu bir savaş başlayacak. Bir zamanlar yüzüne dahi bakmadığın o kazakları bir bir üzerine geçireceksin. Hayatta kalabilmek için kendini soğuk diye bir şeyin olmadığına inandırmalısın.
6- İlkellik ve modernliği aynı potada erit.
Evinde çağ dışı birçok şey olacak. Çarşaflarındaki rengarenk çiçekler ve “Bunu buraya kim asmıştı?” diye düşünüp bulamadığın dantelli perdelerin, ruhundaki cool’luğa uyum sağlayamayacak. Bir yandan da tüm son teknolojik aletlere sahip olacaksın. (Bkz. hırsız evi) Evin seni iptidai haliyle hüzne boğarken, teknoloji üssü kimliğiyle de sana müthiş bir huzur verecek.
1 elin nesi var 2 elin sesi var:
Gözün korkmasın. Bu taşınma ve adaptasyon işini ailenin ve arkadaşlarının desteğiyle daha hızlı atlatabilirsin. İlk bulaşık yıkandığında, ilk çamaşır yıkanıp asıldığında ve en önemlisi, evin ilk arkadaş istilasından sağlam çıktığında alacaksın o tadı ve “İyi ki yapmışım” deyip mutluluk gözyaşları dökeceksin.
Bu yazı GarantiOne oneblog'da da yayınlandı:
https://oneblog.garantione.com.tr/2016/11/16/aile-evinden-sonra-ogrenci-evine-adapte-olmanin-yollari/