Wikipedia, it girl'ü "kalite sahibi genç kadın" olarak tanımlıyor. "It"in temsil ettiği kelime aslında "albeni". Çünkü it girl'ler mutlak ve sorgulanamaz bir çekiciliğe sahip. Tabii ki bulunduğu sektörle alakalı yeteneği dikkatleri üzerine çekmesine yardımcı olan önemli şeylerden biri ama onu it girl yapan asıl şey arkasından koşanlar, yaptıklarını taklit edenler, gittiği yerlere gidip giydiği kıyafetleri giyenler. Kısacası onun gibi, hatta "o" olmak isteyenler.
Seneler evvel Rudyard Kipling bu durumu bir hikayesinde şöyle açıklamış: "Bahsettiğimiz şey güzellik ya da çok iyi konuşabilme yeteneği değil. Bahsettiğimiz şey, sadece "o şey". Evet doğru bildiğiniz, "it girl" bize doğru yaklaşan, tanımlayamadığımız bir cisim aslında. UFO'dan tek farkı uçmuyor olması.
Eskiden nasıldı, şimdi nasıl?
Güzeller güzeli Edie Sedgwick'e çok yazık, onun hiçbir zaman kendi adına bir kıyafet markası, TV şovu ya da how to kitabı olmadı. Dünyanın gelmiş geçmiş en iyi söz yazarı Boy Dylan'a ve pop-art'ın babası Andy Warhol'a ilham kaynağı oldu ama Rihanna'nın wifey'si ya da ünlü bir markanın gizli elçisi olmayı beceremedi. 1920'lerde oynadığı It adlı film nedeniyle "It filminde oynayan kız" anlamına gelecek şekilde The It Girl diye anılmaya başlayan Clara Bow'a da yazık, o da döneminin seks sembolü olmaktan öteye gidemedi. Bow ve Sedgwick "it girl"lüğün kurucu başkanlarıydı. Sessiz sedasız, pazarlama taktikleri ve reklam stratejileri olmayan it girl'lerdi.
Günümüzün it girl'lerine baktığımızda hepsinin birer mini endüstriye dönüştüğünü görüyoruz. Onlar genellikle moda ya da şov dünyasında yükselen genç yıldızlar. Tek bir alanda tek bir şey değil sahne ışığının olduğu her yerde aynı anda birçok şeyi bir arada yapıyorlar. Aileleri genellikle cemiyetten. Ne giyip ne yaptıklarından çok nasıl giyip nasıl yaptıklarıyla gündemdeler.
Modern it girl'ler
Alexa Chung: O bir İngiliz. Hem TV programı sunuyor hem de Vogue'da editörlük yapıyor. Bir model ya da oyuncu değil ama her zaman giydikleriyle kapak oluyor. Önemli davetlere topuklu ayakkabılar giymeden giderek bir furya başlattı, düz ayakkabılarla da şık olunabileceğini kanıtladı. Tam bir İngiliz stil ikonu ama bazen Fransızlar bile onun stilini sahiplenebiliyor. Kendisini taklit edenlere asla aldırış etmiyor çünkü "Stilinizi nerden esinlenerek yarattığınızın hiçbir önemi yok, önemli olan bu stili oluşturan parçaları NASIL bir araya getirdiğiniz." diyor. Böyle bir kadının modaya dair fikirlerinin, stil önerilerinin, çizim ve fotoğraflarının olduğu bir kitabının olması ve bu kitaba "IT" adını vermesi çok şaşırtmadı doğrusu.
Georgia May Ayeesha Jagger: Benim de babam Mick Jagger, annem Jerry Hall olsaydı doğuştan it girl olurdum! 1992 yılında aramıza katılmış bu küçük kadın modellik yapıyor ve bir sonraki portrede adını okuyacağınız Cara Delevinge ile çok sıkı arkadaşlar. Zorlamadan sofistike olabilen Georgia May kendisinden 10'ar santimetre uzun 6-7 modelin arasında bile ışığıyla gözlerinizi alıyor.
Cara Delevinge: İngilizce'de bizim "erkek Fatma"mıza karşılık gelen "tomboy" diye bir tabir var. Cara bu tabirin vücut bulmuş hali. Koyu renk kaşları ve renkli gözleri ve sert bakışlarıyla Kate Moss'un tahtına aday gösteriliyor. Kendine ait bir markası var. Arkadaşlık ettiği isimler daima jet sosyeteden. Bir sonraki profilde adını göreceğiniz Rita Ora ve müzik dünyasının en sansayonel isimlerinden Rihanna ile herkesin merak ettiği bir ilişkisi var. Instagram alemi, bu üçlünün çılgın fotoğrafları ile sallanmakta. Onların etkisinde kaldığından olsa gerek, müziğe merak sarmış, davul çalıyormuş.
Rita Ora: Cara'nın kankası Rita, Londra Moda Haftası'nda bir "elmas gibi parlamıştı". Oyunculuk da yapan it girl'ümüz, enterasan klipli single'ları ile müzik piyasasının da hakimlerinden. Yakın zamanda Superga'nın marka elçiliğini Alexa Chung'tan devraldı.
Pixie Geldof: 1920'lerin stilini günümüze taşıyan Pixie, Violet adında bir müzik grubunun solisti. Onu it girl yapan en önemli şey rock'n roll görünümü ve Edie Sedgwick'inkilere benzeyen buğulu bakışları.
Nasıl it girl olunur?
1. It girl, kim olduğu hakkında az da olsa fikri olan, ne istediğini bilmese bile tahmin eden, en azından hangi konularda başarılı ve yetenekli olduğu konusuna hakim genç kadınlardır. Siz de kendinizde bu potansiyeli görüyorsanız ikinci adıma geçelim.
2. En son trend çantayı kolunuza takınca it girl olamayacaksınız, üzgünüm. O çantayı başka trend parçalarla en farklı ve ahenkli şekilde bir araya getirmeniz gerek. İş bununla da bitmiyor, siz bunu yaptıktan sonraki gün aynı kombinasyonu sizi takip eden en az 3 kadında daha görmelisiniz!
3. Bazı şeyleri sır olarak saklamanız gerekecek. Hiçbir zaman kendinizi tam olarak ele vermeyin. "Ben ünlü müyüm, neden bunları bana söylüyorsun?" demeyin. Sosyal medya sayesinde artık hepimiz birer ünlü, hepimiz birer merak edileniz. Fan'larınız yoksa bile takipçileriniz var, unutmayın! Onların sizi takip etme motivasyonlarını ayakta tutacak gizlilikte/açıklıkta olmalısınız.
4. Bu madde biraz sert; hakkınızda söylenenlere kulak asmayın! Assanız da bunu belli etmeyin. Siz de başkaları hakkında konuşmayı alışkanlık haline getirmeyin, dedikodu başlatmayın.
5. Her zaman kendinize güvenin ve trendlerin sıkı takipçisi olmak yerine siz trend başlatın!
6. Ülkenizde ve dünyada neler olup bittiğini bilin. Medyayı takip edin çünkü siz de alternatif bir medyasınız ve takipçileriniz sizden yeni şeyler duymak isteyecek.
Tuba Ünsal'ın #Moda2014 kitabı için yazdım.
#itgirl #moda #EdieSedgwick #AndyWarhol #Rihanna #theitgirl #bobdylan #wifey #ClaraBow #RudyardKipling #UFO #AlexaChung #GeorgiaMayAyeeshaJagger #GeorgiaMayJagger #MickJagger #JerryHall #CaraDelevinge #KateMoss #RitaOra #Instagram #LondraModaHaftası #Superga #PixieGeldof #Violetband #rocknroll #moda2014