Startup fikirlerinin yüzde 75’inin henüz hayata geçmeden öldüğünü biliyor muydun? Keşke her şey Ikea’nın kurulum kılavuzlarındaki gibi basit olsaydı! Bi dakika, endişelenme hemen. Bazı önerilerim var, bana kulak ver.
Artık hayatımızda death valley (ölüm vadisi) diye bir terim var. Burası, henüz fikirlerini havada uçuşturma aşamasında olan bir girişimin, uygulama safhasına geçerken ayağının takılıp düştüğü yer oluyor. Üstelik konu sadece “paraları yetmemiş” de değil. Bu düşüşe sebep olan pek çok faktör var.
Türkiye, Küresel Girişimcilik Endeksi’nin 2016 verilerine göre potansiyel girişimci oranı yüzde 53,17 olan, girişimcilik potansiyeli oldukça yüksek bir ülke. Ancak bu potansiyel çok iyi değerlendirilemiyor. Girişimlerin çoğunluğu yola daha yeni çıkmışken benzinsiz kalıyor. Peki bir startup’ın fikrini ve planını nasıl oluşturması gerek, melek yatırımcılarla ilişkisi nasıl olmalı, başarı kriterini neye göre belirlemeli?
Anlamlı hedefler belirle, iyi düşünülmüş iş planları oluştur
İşini çok seven olan şanslı azınlık meclisten dışarı, bugün birçok insan yaptığı işin kendine uygun olmadığını düşünüyor. Bu düşünce, hayatında değişiklik yapmak isteyenler için harika bir başlangıç teşkil edebilir ancak sırf bu düşünceden dolayı iş kuracaksan dur, yapma. Konu yalnızca “kendi işinin patronu olmak” değil. Konu bir anda çok fazla para kazanır hale gelmek de değil. Somut ve senin için anlamlı bir hedefin varsa fikrine inanıyor ve bir an önce yola koyulmak için heyecanlanıyorsan iş planını oluşturmaya başla; seni kimse tutamaz. İş planına detaylı bir pazar araştırması ve fizibiliteyle başlaman gerektiğini unutma.
Heves kırıcılara kulak asma
Yolda karşına birçok problem çıkacak. Bu problemlere yaratıcı çözümler bulmaya devam edebilmek için fikrine sıkı sıkı tutunman gerek. Etrafında dikkatini dağıtacak pek çok uyarıcı ve hatta birçok insan olacak. Bazen ailen ve arkadaşların bile sana ülkenin önde gelen ekonomistleriymiş gibi davranacak. Hiçbirine aldırma, motivasyonun en değerli varlığın. Bu zor ama bir o kadar da zevkli ve öğretici bir macera.
Süreç sırasında ters giden bir şeyler olduğunda bunu başarısızlık olarak tanımlamak yerine “Neyin kötü tercih olduğunu, neyin çalışmadığını görmüş oldum” demeyi tercih et.
Tutkun her şeyin üstesinden gelebilir, inan.
Problem çöz
Kuracağın iş modeli, birilerinin problemlerini çözmeli. Bu sayede katma değeri olan bir iş yapmış olacaksın. Bunun için doğru müşteriyi bul, onun ihtiyacını tespit ve sonrasında test et.
Network ve doğru ekip
Network’ü geniş birinin kazanmadığı tek bir alan ya da sektör bilmiyoruz. Girişimci olmanın ve kalmanın da kuvvetli bağlantılar gerektirdiğinden eminiz. Bu yüzden yeni insanlarla tanışmaya vakit ayırman, kimin ne yaptığından haberdar olman önemli. Ayrıca bağlantılarının girişimine verdiği yorumlar seni ileri götürecek, satış becerini artıracak doneler sağlayabilir. Bu bağlantılar arasında belli kişileri mentor’un olarak belleyebilir, onların tecrübelerinden faydalanabilirsin.
İnsanların önemi, startup’ında seninle birlikte çalışan ekipte de kendini gösterecektir. Ne yaptığını bilen, heyecanına ortak, en az senin kadar iyi gözlem yapabilen ekip arkadaşları yaratacağın başarı hikayesinin ana kahramanları olacaktır.
1 şey öğrendim:
Çince’de “kriz” ve “fırsat” sözcüklerinin aynı anlama geldiği söylenir. Bu bir klişedir ve girişimcilikle ilgili her yazıda bu bilgi paylaşılır. Üzgünüm ama Pennsylvania Üniversitesi’nde Çin Dili ve Edebiyatı Profesörü olan Victor H. Mair’in açıklamasına göre bu bilgi yanlış. (Kelime yapılarının nasıl oluştuğu konusunda temel bir yanlış anlama söz konusuymuş) Olsun, ben yine de “senin problem olarak gördüğün şey bir başkası için fırsat” demek istiyorum! Yani risk al, işin devamlılığı için uğraş. Başarı ve kazanç da peşinden gelecektir.
Bu yazı Garanti oneblog'da da yayınlandı: https://oneblog.garantione.com.tr/2016/12/09/startuplar-icin-kolay-kurulum-kilavuzu/