Amigdalayı duydun mu? Amigala, beynimizde konuşlanan, başta korku olmak üzere duygularımızın denetiminden sorumlu, bademe benzeyen iki minik nöron topunun adı. Başımıza gelen her şeyi hafızada tutuyor, aynı ya da benzer olaylar yeniden yaşanınca geçmişle bağlantı kurup tanıdık bildik reaksiyonlar göstermemizi sağlıyor.
Amigdalanın, duygusal reaksiyonları düzenlemenin ötesinde, korku anını yönetmek (buna kriz anını yönetmek de diyebiliriz) gibi bir görevi de var ki en önemlisi bu. Tehlike durumunda amigdala, aklı kontrolden çıkarıyor, her şey normalleşene dek de yönetimi kimseye bırakmıyor!
Bu anlarda gösterilen duygusal reaksiyonlar tekrarlandıkça pekişiyor ve öğrenilen bilgilerle birlikte uzun süreli hafızaya gönderiliyor. Reaksiyon ne kadar derinse öğrenme de o kadar kuvvetli oluyor. İşte burası çok önemli: Belli durumları, gerçekten korkulacak, endişe edecek bir şey olmasa da sırf beynimize öyle kazıdık diye stresle eşliyoruz. O hızlı hızlı nefes alıp vermeler, çarpıntılar da bu yüzden oluyor.
Nöroterapiyle beyne duygu “ekmek”
Peki ya amigdalayı kontrol etmek mümkün olsaydı? Beynimizdeki ayarları değiştirsek biraz daha sakin, biraz daha cesur olsak mesela?
Amigdala, otomatik olarak iş gören, beynin “bilinçli” kısmından emir almayan bir bölüm. Yani bu kompleks nöron topuna “hişşt, sakin ol” demek normal koşullarda çok olası değil. Fakat artık bilim insanlarının yeni geliştirdiği, insanların beyinlerine yeni duygular “ekmeyi” mümkün kılan nöroterapi (neurofeedback) isimli teknikle amigdalaya söz geçirme şansımız var.
Akıl sağlığı sorunlarının tedavisinde yardımına başvurulan nöroterapi, insanın beyin aktivitelerinin EEG ya da Fonksiyonel MRI (bildiğimiz emarın biraz daha karmaşık olanı) yoluyla gerçek zamanlı olarak monitör edilmesi ve bu aktivitelerin kişiye gösterilmesi yoluyla uygulanıyor. Burada “beyne elektrik vermek” diye bir şey yok; insan beyin dalgalarını nasıl kendisine yardımcı olacak şekilde kullanabileceğini öğreniyor ve öğrenme sürecini daha iyi kavrayıp ona müdahale edebiliyor. İşte bu süreçte amigdalanın aktivitelerini de düzenleyebilir duruma gelmemiz mümkün.
Evimizin özel nöroterapi odası
Bu çalışmayı yürüten ekipten nörolog ve psikyatrist Dr. Talma Handler’a göre, nöroterapi metodu yalnızca akıl hastalıklarından muzdarip kimselerin değil mental aktivitelerini güçlendirmek, daha mutlu ve refah içinde bir hayat sürmek isteyen herkesin işine yarayabilir.
Hendler’ın öngörüsüne göre eğer nöroterapi ileriki yıllarda akıl sağlığı sorunlarının tedavisinde kanıtlanabilir şekilde başarı sağlarsa bu tedaviyi mümkün kılan aygıtları evimizin bir odasında kendi kendimize kurup kendi kendimizi tedavi dahi edebiliriz. Hatta nöroterapi ile sinir sistemi ilaçları rafa bile kalkabilir! Vizyon gibi vizyon değil mi?
1 dünya hayal ettim*:
Bu aralar HBO’nun yeni dizisi Westworld’e fena taktım… Amigdala kontrolü, beyinden istenmeyen duyguları silip yerine “güzel” olanları ekmek, beynimizi bu denli kontrol eder duruma gelmek çok mu robotik dersin? Biz yine de ilim Çin’de de olsa (ki genelde oralarda bir yerlerde oluyor) gidip almalıyız tabii.
Bu yazı GarantiOne oneblog'da da yayınlandı: